KIZILELMA (Cilt - 2)

Cenâb-ı Hakk’ın Türk’e Gösterdiği Yer ve Hedef

Yazar: Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

Yayınevi: IMPERIAL Yayın

ISBN: 978-605-73090-9-9

Sayfa Sayfası: 622

Yayın Tarihi: Şubat 2023

Fiyat: ÜCRETSİZ

Kitap Hakkında


"Allah onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzünde ilbay kıldı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı, dünya milletlerinin idare yularını onların eline verdi. Onları herkese üstün eyledi, kendilerini hak üzerine kuvvetlendirdi..." der (Kaşgalı,1333, Divan-ı Lügaat'it- Türk,1: 3.)

“Size ne oluyor ki, Allah yolunda, ayrıca, baskı altına alınıp çaresiz bırakılarak: “Rabbimiz! Ahalisi zalim olan şu memleketten bizi kurtar. Bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diye yalvarıp duran zavallı erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda savaşmıyorsunuz?” (Nisa Suresi, 75. Ayet)

Türklüğün önemli imgelerinden birisi olan Kızılelma imgesi, Türk Dünyası için bir hedefi ve amacı simgeler. Ulaşılması gereken bir yeri, fethedilmesi gereken bir beldeyi ifade ettiği gibi kimi zaman bir devlet kurma idealini, kimi zaman cihan hâkimiyeti idealini, kimi zaman da Türk birliği idealini ifade etmiştir.

Kızılelma ülküsünün tam olarak ne zaman, nerede ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte yaygın anlayış, Osmanlı ile birlikte tarihe ve edebiyata mal olduğu, Osmanlılar döneminde özellikle Batı memleketlerine doğru yürütülen cihadın bir sembolü olduğu yönündedir. Kızılelma ülküsü, idarecilerden önce halk arasında ortaya çıkmış, özellikle yeniçeriler arasında yaygınlaşmış ve onların savaşma azmini yüksek tutan bir ideal olarak yaşamıştır.

‘Kızıl’, Türk kültüründe genellikle kıymetli sayılan bir renk; ‘elma’ ise mistik bir yanı bulunan; bolluk, bereket, şifa kaynağı olarak görülen bir meyvedir. Ancak Kızılelma sembolleştirilmesinin elmaya değil, Eski Türklerde Güneş ve Ay’ı anlatan kızıl topa dayandığı düşünülür. Bu top, ‘muncuk’ adıyla bayrak ve tuğların tepesini süslemiş ve bazen zaferin işareti, bazen hâkimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yeri ifade etmiştir.

Tarihleri boyunca Allah’a bağlı bulunan Türkler, O’nun seçkin bir milleti olduklarına ve Allah tarafından korunduklarına inanıyorlar, Türk hakanları Allah’ın cihan hâkimiyetini kurmakla kendilerini görevlendirdiklerini düşünüyorlardı.

Türk Cihan Hâkimiyeti düşüncesinin hedefi, ‘Dünyaya Türk töresi ile nizam vermek, barış getirmek, diğer milletleri düşmanlıktan vazgeçirmekti.’ Nizâm-ı Âlem Ülküsü’nün hedefi ise, ‘Allah’ın diniyle âleme nizam vermek ve yeryüzünde adaleti, barışı tesis etmekti.’ Türk’ün Cihan Hâkimiyeti’ne, Nizâm-ı Âlem’e ve İ’lây-ı kelimetullah’a giden yoldaki ara hedeflerine ise ‘Kızılelma’ denmiştir. Türk milleti, zamana ve şartlara göre değişen Kızılelmalar peşinde koştukça büyümüş, büyük devletler ve medeniyetler kurmuş, dünyanın İslamlaşmasında ve dünyada adaletin ve barışın tesis edilmesinde büyük görevler üstlenmiştir.